5/23/2009

Loneliness Part. 4


Bazen kendimizi şu durumda bulabiliyoruz.

Herşeye boşvermiş. Sadece tek bir noktaya odaklanmış. Diğer düşüncelerden kaçıp olabildiğince uzaklara gitme içgüdüsü. Bir insan için bundan daha kolay bir iş yoktur. Savaşamayacağını anladığı anda uzaklaşmak. Hiçbirşey olmamış gibi hayatına devam etmek. Taa ki o tekrardan herşey yüzüne vurulduğu zaman.

Yağmurlu bir havada yanında kimse olmadan bomboş bir şekilde denize doğru bakmak. Gözünden akan onca damlayı hangi birine yetişebilirim ki düşüncesiyle silme isteği. En sonunda etrafındaki insanlara aldırmadan da rahat bir şekilde ağlamak. Neye ağladığın veya ileride neye ağlayacağın umrunda bile değil. Sadece içinden geçtiği gibi yaşıyorsun. Bu ne derece hayatını düzene sokmanı sağlayacak belli değil. Belki bazı insanlar seni çok sevecek ve senin hep yanında olacaklar. Belki de hiçkimse yanına bile yaklaşmayacak. Elini tutabileceğin gözlerine bakabileceğin bir sıcaklık olmayacak belki yanında. Herşey bu değil hoş sohbetiyle seni mutlu edebilecek bir dostun bile olmayacak yanında. Zaten ağlamaya başladığında anlayacaksın ki herşeyi sen kurdun. Etrafındaki herşey sen doğduğunda önceden birisi tarafından hazırlanmamıştı. Bütün dostluklarını, aşklarını, nefretlerini sen kurdun. Hepsinin bağlantısı sensin. Sonradan farkedeceksin ki ağlamak bir şey değilmiş. ağlamak ve gülmek kadar doğal ne var ki?

Bütün güzel duyguları karartabilecek düşünceler var dünya üzerinde. Misal kafanı kaldırdığında yağmur damlalarının yüzüne vurduğunu göreceksin. Daha da güzeli hissedeceksin. Onun seni terk ettiğini ve bir daha geri gelmeyeceğini farkedeceksin. Artık arkadaşlarının seni eskisi gibi değerli görmediğini anlayacaksın. Tıpkı sabah uyandığında yüzüne soğuk suyu vurman gibi veya kafan güzel olduğu zaman dirilmek suratına vurulan tokat gibi. Yüzüne vuran yağmur damlaları seni mutlu edebilecek ve belki de seni bu düşüncelerden sonsuza kadar uzaklaştırabilecekti. Belki bütün kötü düşüncelerini vücudundan arındırıp mazgaldan aşağıya doğru akarak yok edecekti. Veya bütün kötü düşüncelerin tıpkı deniz gibi içinde birikerek seni boğacaktı.

Kafanı kaldırdığın zaman gözyaşlarını gene silmek isteyeceksin. Garip bir his içini kaplayacak belki de daha önceden farketmediğin. Ağladığını sanıyorsun ama orada durduğun dakikadan beridir yüzündeki sildiğin şeyler gözyaşların değildi. Başkalarının üzerine bıraktığı yağmur damlaları. Silmeye devam ettiğin sürece yenisi gelecek buna alışsan iyi olur. Çünkü onları da sen yarattın.