7/12/2011

Pişmanlık

İnsan çoğu zaman yalnızlığın önüne geçmeye çalışıyor. Kimi zaman onu hiç umursamıyor, kimi zaman da onu olduğu gibi kabul ediyor.

Her iki durumda da kendisine amansız bir şekilde zarar veriyor. Duygularını ön plana çıkartmak isterken, zihninin derinliklerinde kayboluyor. Her şeye mantıklı yaklaşayım derken, hayatının hatasını yapabiliyor sırf duyguları yüzünden. Bazen en yakınındakini görmek bile istemiyor çok saçma bir sebep uğruna; bazen de en uzağındakini arzuluyor her ne kadar onun için yaratılmasa da.

Rüzgârın hafif estiği zamanları özlüyor insan. Sanki alıp götürecekmiş gibi oluyor bütün dertleri, kötülükleri. Bir daha da geri getirmemek üzere yok edecek bütün kötü anılarınızı. İnsan dediğin kendi başına herhangi bir işe kalkışamıyor ki zaten. Gerçek bir dost arıyor, gerçek bir sevgili arzuluyor, gerçek bir yoldaş istiyor.

Hiçbir şeyin gerçek olmadığını algılaması da çok uzun sürmüyor. Dostlukların gölgesinde yaşamaya o kadar alışmışız ki; gerçekler yüzümüze vurduğunda afallamayı geçtim, oradan oraya savruluyoruz. Gerçek dost bellediğin insanın bir dediğini iki etmemek için uğraşıyoruz. Elbet bir gün sinir sistemin devreye girecek. İşte o zaman fark edeceksin ki; bazı insanların istediklerini yapmazsan sana sırtlarını dönerler. Her gün sana selam veren, halini hatrını soran, hatta dayanamayıp “bir isteğin var mı?” diyen insanı dahi derbeder edersin şu hareketin ile. İsteğini geri çevirdiğin dostun baş düşmanın haline geliyor. Sen ki temiz bir sayfa açma arzusunda; insanların kalplerini kırmama adına türlü meziyetlerini gösterdiğin, türlü masa başı oyunlarından uzaklaştığın sırada çıka geliyor bütün bu olaylar.

Derdini anlatmaya çabalaman ayrı bir komedi. İnsanlar davranışlarını tükenmez kalem ile zihinlerine işliyorlar. Ne yaparsan yap, ne kadar iyi olursan ol o düşüncelerini silemiyorsun. Tek yapabildikleri şey; davranışlarının üstünü gene bir tükenmez kalem ile çizmek. Ancak fark ediyorsun ki; tamamen yok olmuyor o yazı, sadece üstü çizili bir şekilde zihinlerde durmaya devam ediyor. Bazen sinirleniyorsun; yırtıp atasın geliyor o saçma sapan kağıtları. Yırtmaya başladığın anda fark edeceksin ki, arkadaşını da kaybediyorsun.

Bazı insanlar için o kağıtlar her daim lazımdır. Konuşacak bir şeye ihtiyaçları vardır. Düzeyli bir ilişki olsun, mükemmel bir arkadaşlık olsun; o kağıtlar hepinize lazım. Trip dediğimiz olay işte tam olarak burada devreye giriyor. İlişkiyi ayakta tutan, arkadaşlığı heyecanlandıran en yegâne şeyin trip olduğunu zannediyoruz. Bu konuda tecrübe sahibi olmayan insanlara tek diyeceğim şey: hayal gücünüzü geniş tutun. En ufak bir sözü dahi inanılmaz bir şekilde döndürerek size trip atan insanlar çıkacaktır karşınıza veya siz de böyle olabilirsiniz. Korkmayın; elbet karşınızdaki insan size fazlası ile değer veriyor olacaktır ve kendisini affetmeniz için yalvaracaktır.

Dünyada maldan bol bir şey yok zaten. Hiç düşünmeden hareket etmeye başlıyoruz beni en çok üzen şey budur. Duygulara kapılıp “o benim her şeyim “ naraları atıyoruz fütursuzca. Arkanıza dönüp bakmadan veya geleceği kurgulamadan adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Dakika başı plan yapın demek değildir bu sevgili okur coşma hemen; kişiliğiniz için, duygularınız için hatta yeri geldi mi onurunuz için bir karar vereceğiniz zaman iki kere düşünün. Geriye dönüp baktığınız çoğu zaman sırf bunlar ile ilgili aldığınız bir karar için kendinizden nefret etmeye başlayacaksınız.

İkimiz de salondaydık ve sessiz bir şekilde televizyona bakıyorduk. Bugün yaşadıklarımız başka bir gün de yaşamak gerçekten istemezdim. Her şeyin koca bir yalan olduğunun hiç bu kadar farkında olmamıştım. Aramızda geçen onca güzel zamandan sonra diyeceğimiz şeyler o kadar belliydi ki. Ancak söyleyemiyorduk işte. Geçmişe duyduğumuz saygıdan mı, ya da yalnız kalacağımız korkusu mu bizi etkiliyordu bilmiyorum. Tek bildiğim şey; yan yana durduğumuz her geçen dakika bizi kendimizden biraz daha uzaklaştırıyordu. Biz; o gece de yan yana oturmaya, yatmaya hatta yaşamaya devam edecektik. İleride duyacağım pişmanlığın ağırlığını kaldırabilmek için ne kadar mücadele edeceğimi gerçekten bilmiyorum.