11/12/2008

Loneliness Part.3

Bugüne kadar Facebook adlı siteye türlü laflar söyledim. Ne işe yaradığını hep merak etmiştim ki bugün herşey net olarak ortaya çıktı. Lisede tek kelime etmediğimiz şimdilerde ODTÜ’de okuyan sınıf arkadaşımın beni “dürttüğünü” gördüm. Anladım ki Facebook budur. Anladım ki tek işlevi dürtmek gibi bir şansınızın olmadığı insanları dürtebilmek. Çok mesudum insanoğlu..

Her geçen gün farkediyorum ki bu lanet günlerin hepsi aynı başlıyor ve aynı bitiyor. Gelişme bölümündeki olaylar farklı birtek. Hoş ne bekliyorsam bende anlamadım. Süper kahraman değiliz sonuçta hergün farklı bir maceranın kollarına atlayalım. Gözüme çarpan bir mevzuydu gayet net olarak. İnsan yalnız olunca daha da farkına varıyor bu tarz ince ayrıntıların. Facebook muhabbetiyle girdim onunla ilgili birkaç şey daha söylemek istiyorum içimde kalmasın. Tam bir reklam furyası var bu sitede. Kendini ifşa etme dalında bu kadar şahane bir site görmedim. Bireysel bir reklamdan bahsetmiyorum belki de bahsediyorumdur şu an net kavrayamadım ben de. “Bakın sevgilim var. Hergün düzenli olarak öpüşüyoruz. Herkesin görmesini istiyorum çünkü ben garip bir canlıyım. Hemen öpüşme anımızda bir fotoğrafımızı çekeyim ki akşama facebook’a koyayım şahane karizmam olsun” diyen bir milyon kişi bulabilirim (hadi buyrun).

Facebook hayatımıza öyle bir giriş yaptı ki; “arkadaş listemde değilsen gerçek hayatta da benim için yoksun canım” modunda dolaşan birsürü insan var. Sitede ne yaptıysak gerçek hayata bir şekilde endekslenebiliyor. Nasıl bir kurgudur nasıl bir insan sömürgeciliğidir anlamadım. Muhabbetlerde geçen ilk cümle artık “facebook’un var mı?”, “akşam sana möthiş bir application aticim” veya “tamam ben seni dürterim eklersin beni” olmuştur. Bunlar aslında kötü şeyler değil. Sonuçta güzel bir teknoloji kullanıyoruz ve herkesin bu imkandan faydalanması lazım. Ama böyle ama şöyle. Hiç farketmez.

Daha birsürü şey yazmak istiyorum ancak bu aralar beceremiyorum. Belki gerçekten mutlu olduğum içindir. Belki de bu mutluluğun sebebi yeni tanıdığım insanlardır. Şunu anladım ki suratıma yansımayan mutluluk benim yazmamı engelliyor. Oturup da karamsarlık kokan şeyler yazamıyorum böyle anlarda. Güzel aslında. Bu kadar kesin konuştuğuma göre yarın öbürgün karamsar bir yazıyla karşınızda olurum kesin.

Esen kalın…

4 yorum:

Adsız dedi ki...

ben de böyle yeni insanlar istiyorum =>

demento dedi ki...

e bahsettiğim insanlardan birisi de sensin=)

Adsız dedi ki...

eh hadi bakalım güle güle eskitelim o zaman =)
şerefimize ;)

Adsız dedi ki...

arkadaş listesi ile ilgili işin daha komik bir kısmı vardır ki, normalde sınıf dışında bir kere gördüğün adamın ne alakaysa seni facebookta ekleyip sonra tek bir kelime bile etmemesidir. yahu lisede benim arkadaşlarımın olduğu sınıfta bir adam vardı, bir kere birbirimizi adam yerine koyup selamlaşmışlığımız bile yoktur dört sene boyunca. adam ısrarla beni eklemeye çalışıyordu geçtiğimiz aylarda listesine, üç defa reddettim, sonunda blokladım, yetmedi yeni hesap açmış onla geldi bu sefer de. direk blokladım onu da.

hayır sırf arkadaş listesi kalabalık gözüksün diye bu yapılmaz birader. tamam benim listemde de çok muhabbet etmediğim insanlar var, özellikle finlandiya'da tanıdıklarım buna dahildir, ama yarın bir gün birbirimizden kilometrelerce uzakta olduğumuzda tek haberleşme aracımız olacağı için bir nevi mecburiyettir.

ayrıca ibne, biz eşek başımıyız, "yeni tanıdığım insanlar yüzünden gülüyorum" muş. ben varken hiç gülmediğine göre herhalde bir boka yaramıyomuşuz onu anlıyorum =)

neyse blog yazmış kadar oldum =)